Tepük
Orta Asya Türkleri ile ilgili “La Tartarie” adlı Fransızca eserde, Tsang kentinde, kız ve erkeklerden kurulu takımların ayak topu oynadıkları; bu meraklı ve heyecanlı oyunu izleyen Hiuan adlı bir Çinlinin şunları anlattığı yazılıdır: “… Büyük mabetlerde sık sık ayak topu müsabakaları yapılır. Bu oyunda topa elle dokunulamaz. Ya ayakla, ya da başla vurulur ve böylece topu hasım kaleden içeri sokmak için uğraş verilir…”
Öte yandan, ünlü Türk düşünürü Kaşgarlı Mahmud’un 25 Ocak 1072 ila 10 Şubat 1074 tarihleri arasında yazdığı ünlü eseri “Divan-ı Lügat-it Türk”ün ilk cildinin 323’üncü sayfasında eski Türk boylarının Orta Asya’da Tepük adıyla andıkları bir ayak topu oyunu oynadıklarından bahis vardır. Türklerin Tepük oynarlarken kullandıkları toplar, ilk dönemlerde oval kalıplara dökülen İğ arşağı biçimindeki kurşun kitlesinin üzerine keçi kılı veya keçe sarılmak suretiyle yapıldığı; zamanla bunların değişime uğradığı ve daha yumuşak cisimlerden yapılmış topların tercih edildiği, bunun için de içi hava ile doldurulmuş ve yuvarlanmış kuzu tulumlarının kullanıldığı yine aynı eserden öğrenilmektedir.
Eski Türklerin Tepük oyununu, belirli aralıklarla karşılıklı dikilmiş mızrakların arasından topu, ayakla vurmak suretiyle geçirerek sayı kazanma esasına göre oynadıkları bilinmektedir. Tepük’ün, Orta Asya’da yaşayan Türk boylarında yüzlerce yıl oynandığına dair, “Hıtay-ı Name” ve “Baybars Tarihi” ile Ayasofya Kütüphanesi’nde 3029 numarada kayıtlı değişik kitaplarda da bahis vardır.
Seyyid Ali Ekber’in yazdığı “Hıtay-ı Name” de bahsedilen “ayak topu”, günümüzün futboluyla büyük benzerlik arz etmektedir. Bu eserin 56. sayfasında bu konuda şunlar yazılıdır: “… Ve top oyunu Hıtay’da güzeller işidir ve dahi harabeti (düzensiz kalabalık) çok olan ve sığır kursağından top yüzmüşler (yapmışlar) ve mahbub (erkek) ve mahbubeleri (kadınları) durdurmuşlar ve topa ayaklar ile ururlar (vururlar). Şöyle ki; elin ol topa değdirmeye ve ol topu yere düşürmeye ve nazik ayak ile dürde (ite), saklara (baldırlara) ve usulsüz vurmak ve yere düşürmek ve daireden taşra (dışarı) çıkmak vaki olmaz…”
Ayasofya Kütüphanesi’nde 3029 numarada kayıtlı “Tarih-i Timur” adlı eserde de Timur döneminde Türklerin, içi havayla doldurulmuş kuzu postundan yapılma toplarla oynadıkları; bu oyunda topa elle dokunmanın ve çizgiden dışarı çıkarmanın yasak olduğu yazılıdır ve Timur’un bu oyunu askerlerine bir çeviklik talimi için yaptırdığı kaydedilmektedir.
Bütün bu belgeler, Türklerin yüzyıllar boyunca Orta Asya’da oynadıkları ve Tepük adını verdikleri oyunla, günümüzün modern futbolu arasındaki büyük yakınlığın belirgin belgeleridir. Tepük, eski Türk boylarında tepmek, tekmelemek anlamına kullanılan bir sözcüktür. Türkler bu oyunu yalnız ayakla oynadıkları için bu adı vermişlerdir.